Muhsin Bey, 1987 yapımı, Yavuz Turgul'un yazıp yönettiği filmdir. Oyuncular Şener Şen ve Uğur Yücel, sinema çevrelerine göre bu film ile oyunculuklarının zirvesine çıkmışlardır. Film yine birçok otoriteye göre Türk sinema tarihinin en başarılı filmlerindendir. Filmin yüksek çözünürlüğe sahip bir kopyasını yapmak üzere Mimar Sinan Üniversitesi çeşitli çalışmalar yapmıştır. Filmin görüntü ve sesi yenilenmiş ancak orijinalinden 20 dakika eksik olan bu kopya rağbet görmemiştir.1
Film; prensiplerine bağlı eski bir müzik yapımcısı olan Muhsin Bey ve şöhret olmak isteyen Ali Nazik ismindeki saf delikanlının basit macerası olarak başlayıp, Muhsin Bey'in yaşam ve onur mücadelesine dönüşen olayları konu almaktadır.
Muhsin Bey, Beyoğlu'nda yaşayan bir organizatör olarak şarkıcılara çalışacak yer aramaktadır (pavyon, gazino, kaset vs). Bir İstanbul beyefendisi tipinde ve biraz huysuz olsa da (diş ağrısından olabilir) kendi deyimiyle "orta direk" olarak hayatını sürdürmektedir. Ev sahibesi Madam Ağavni ve karşı komşusu Sevda Hanım ile arası iyidir. Sevda Hanım'ı sevse de kendisine bir türlü açılamamaktadır. Ayrıca kendisine pavyonda şarkı söylemesi için (konsomatrislik yapmadan) yardımı dokunmuştur. Çırağı Osman'ın kirayı at yarışına harcaması sonucu parası olmadığı için ofisinden çıkmak zorunda kalan Muhsin Bey, işlerini evinin yakınındaki kıraathanede yürütmeye başlar. Bu durum bir nevi meslektaşı olan Şakir tarafında alay konusu edilir. Bu sırada kıraathaneye Urfa ağzıyla konuşan biri gelir ve Muhsin Bey'i sorar. İsminin Ali Nazik olduğunu, kendisinin emmisinin Muhsin Bey'le asker arkadaşı olduğunu söyler. Türkücü olduğunu söyleyen Ali, Muhsin Bey'den yardım ister. İşleri kesat giden Muhsin yeni yatırıma girmekte isteksiz olduğundan Ali'yi kovar. Ancak Ali, Muhsin Bey'i takip etmeye başlar ve evinin etrafında dolaşır. Yağmurun yağdığı gece Muhsin Bey Ali'yi evine alır. O gece diş ağrısı artan Muhsin Bey fenalaşır. Bunun üzerine Ali Muhsin Bey'i dişçiye götürür ve dişçi Muhsin Bey'in dişini çeker. Ertesi sabah ağrıdan kurtulan Muhsin Bey, Ali'nin söylediği türküyle uyanır. En sonunda yumuşamaya başlayan Muhsin Bey Ali Nazik'in hikâyesini dinler. Fakir bir aileden gelen Ali, türkücü olmak istediğini söyleyince ailesiyle kavgalı olur ve emmisinin tavsiyesiyle İstanbul'a kaçar (Muhsin Bey'i bulmaya). Kıraathaneye giden Muhsin Bey, Ali Nazik'i türkücü yapmaya karar verir. Öncelikli planları Ali'yi gazinoya ve TRT'ye çıkarmaktır. Gazino için Arap Celal'in mekanını ayarlarlar ve yakın arkadaşı bir başka gazinocu Laz Nurettin'i Ali Nazik'i dinlemesi için ikna eder. Televizyon için de çırak Osman birini ayarlar. Ayarladığı adam şüpheli tavırlarla kıraathaneye gelir. Ali'yi TV'ye çıkarmak için 50000 lira ister ve parayı dikkat çekmeyecek bir şekilde (masanın altından) teslim alır. Bu arada Ali ile ev arkadaşı olan Muhsin Bey Ali'yle hayallerini, fikirlerini (Türk Sanat musikisi sevgisi, arabesk nefreti) paylaşır. Akşamında Arap Celal'in gazinosunda sahne alan Ali heyecandan türküyü detone ve sözlerini unutarak okur. Bunun sonucunda Laz Nurettin Ali'yle alay eder. Muhsin Bey sinirli bir şekilde Sevda Hanım ve Ali ile eve döner.
1988 St. Sebastian Ödülü,
Orijinal kaynak: muhsin bey. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page